Tasavvufta hâller, makamlar ya da mertebeler bütününü içkin olarak merkezi bir bir öneme sahip olan seyir kavramı: “Hakk’a ermek üzere manevi yolculuk yapmak” demek olduğuna ve dolayısıyla metafizik bir düzey olması bakımından, aynı zamanda meta-linguistik -gündelik lisan ile dile getirilemez- olacağına göre, varlığı eserle ve eserin yegâne zemini olan yeryüzüyle mukayyet bulunan sanat / sanatçı tasavvufun zıt kutbunda yer almaz mı?
Buradaki seyirden...