Zira, işaretlenmiş mescidler, hem kendilerinde yapılan ibadetlerin, dua ve zikirlerin bereketlendirilmiş (ziyadeleştirilmiş) olması, hem de kendileri nedeniyle değerli olan şehirlerde hayatın nabzının onlarda atması bakımından, asıl sahipleri olan el-Mütekebbir nedeniyle büyüklüğü temsil ederler.
Bu manada, Mekke-i Mükerreme Kabetullah; Medine-i Münevvere Mescid-i Nebi; Kudüs, Beytülmakdis esasında değerlidir ve zikrettiğimiz bu üç ibadet merkezinin yanında yöresinde bulunan diğer ibadet mekanları adeta onların karşısında bir tür mahcubiyeti yüklenerek geri çekilmişler gibidir.