Açılışı geçen hafta yapılan Bakü-Tiflis- Kars (BTK) Projesi
Türkiye açısından gerçek bir devrim. Ancak beklenen etkiyi otomatik
olarak göstermesini beklemeyelim. Türkiye Avrasya ticaretinin
merkezine oturma ve bir koridorlar kesişimi olma yolunun henüz
başında; ve, Türkiye’nin bu hale gelmesi için daha çok çalışmak
gerekiyor.
Zira: 1) Avrasya ticaretinin (Doğu Asya’dan başlayan uzun mesafeli
ticaret) hala yüzde 95’in üzerinde denizden taşınıyor;
2) demiryolu taşıması bu mesafelerde deniz yoluna göre daha verimli
olsa da demiryolu ray genişliklerindeki uyumsuzluklar ve gümrük
geçişleri sebebiyle denize göre daha düşük rekabet gücüne
sahip;
3) BTK’ya alternatifler var- Rusya’dan geçen Trans-Sibirya hattı
gibi.
Bu durumda, gecikerek açılan BTK’yı bölgesel bir güzergah değil,
Anadolu ile birlikte küresel bir güzergahın parçası haline
getirebilmek için uzun soluklu bir stratejinin oluşturulması ve
titizlikle uygulanması gerekiyor.
Alman demiryolu şirketleri Rusya güzergahını kullanarak Çin’den
deneme seferleri yaptı ve başarılı oldu. Bu tür kuzey güzergahları
sınır geçişlerinin az olması sebebiyle BTK’ya göre temelde daha
avantajlı. Ancak iklim ve güvenlik sorunları var. BTK’yı işler hale
getirebilmek için Doğu Asya’ya kadar zincirin tüm halkalarının
devletler seviyesindeki anlaşmalarla işbirliğinin sağlanması
gerekiyor. Böylece gümrük geçişlerinin verimli hale getirilmesi ve
demiryolu hat açıklıklarının uyumlaştırılması gerekiyor. Ancak o
zaman “demir ipek yolundan” gerçek manada bahsedebiliriz. Her şeye
ragmen, BTK asrın projelerinden olmaya aday bir projedir. Bir etki
analizi yapılmadığı için a...