Mensur Akgün Karar Gazetesi

Uçuşa yasaklanan bölge: Tam bir kazan kazan durumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hangzau’daki  G20 Zirvesi sonrasında basına yaptığı açıklamada gündemdeki diğer konuların yanında Türkiye’nin ÖSO ile birlikte kontrolü altına...

07 Eylül 2016 | 285 okunma

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hangzau’daki  G20 Zirvesi sonrasında basına yaptığı açıklamada gündemdeki diğer konuların yanında Türkiye’nin ÖSO ile birlikte kontrolü altına aldığı ve daha da alacağı alanda uçuşa yasak bölge kurulması gerektiğini söylemiş, konuyu Putin ve Obama ile görüşmesinde gündeme getirdiğini belirtmişti.

Henüz tüm detaylarını bilmiyoruz ama umarız Türkiye’nin uzun zamandır gündemde olan bu önerisi zemindeki ve dünya siyasetindeki değişiklikler de dikkate alınarak kabul görür, 90-95 km genişliğinde 40-45 km derinliğinde olacağı anlaşılan bu bölgede Suriyeliler, Suriye rejimi ya da Rusya’dan saldırı gelmeyeceğini bilerek daha huzurlu yaşar.

***

Aslında böylesi bir projenin hayata geçirilmesi bölge içi ve dışı tüm aktörler açısında da tam bir kazan kazan mantığına oturmaktadır. Uçuşa yasak yani “güvenli bölge” ilan edilmesi ve o bölgenin Suriye sorunu çözülse de çözülmese de imarı, Türkiye’de yaşayan Suriyeliler için cazibe merkezi yaratacağından en başta AB’nin mülteci korkusuna iyi gelecektir. Almanya ve Fransa gibi ülkelerin aşırı sağın girdabına kapılmaları bir nebze de olsa engellenecektir.

ABD açısında da böylesi bölge BM Güvenlik Konseyi kararına değilse bile en azından bir mutabakat zaptına dayanacağı için sınırları belli, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna geçmesine saldırıya uğramadığı takdirde cevaz vermeyen, Suriye rejimi ile Türkiye’nin karşı karşıya kalma riskini minimuma indiren, IŞİD’e karşı mücadele açısından güvenli ileri karakol görevi görebilecek olan bir bölgedir.

Rusya ve İran için de uçuşa yasak bölge, (özellikle de sorunun çözülememesi halinde) Ankara ve Şam’ın karşı karşıya kalma riskini azaltacak, Tahran ve Şam’ı zor seçimler yapmaktan kurtaracak olan bölgedir. Suriye rejimi için de rahatlatıcıdır. Çünkü uluslararası toplum adına kurulmuş olan bu bölgede Türkiye’nin ya da başka bir gücün tek başına hareket etmesi, kendileri açısından güvenlik ya da egemenlik riski oluşturması zorlaşacaktır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diplomaside hareketli bir hafta... 24 Nisan 2024 | 130 Okunma Garip savaş... 21 Nisan 2024 | 97 Okunma İran saldırısının düşündürdükleri 17 Nisan 2024 | 507 Okunma Distopik bir geleceğe doğru… 14 Nisan 2024 | 120 Okunma Biraz nostaljinin kimseye zararı olmaz... 10 Nisan 2024 | 63 Okunma