2016, yüzyılın başında kurulan "yenidünya düzensizliğinin"
yıkılmaya dair ciddi sinyaller verdiği bir yıl oldu.
Ne diplomatik teamüller kaldı ne de dünyayı tepe tepe kullanan
küresel muktedirlerin ve kurumlarının saygınlığı.
Marx'ın yaklaşan 20. yüzyılı haber vermek için söylediği o meşhur
kalıpla söylersek, yine "katı olan her şey hızla buharlaşıyor."
Dünyanın süper devi ABD'de de siyaseten doğruculuk namına ne varsa
boyaları dökülüyor...
Karşısında kurulan güçlü koalisyona rağmen başkanlık koltuğuna
oturmayı başaran Trump, ABD'ye başka bir rota çizmeye hazırlanıyor.
Ülkenin bugüne değin sürdürdüğü para politikalarını, enerji
stratejisini, Ortadoğu siyasetini, uluslararası kurumlarla
ilişkilerini sorguluyor... Allah korusun, bir kazaya kurban gitmez
ya da Obama giderayak bir savaş çıkartmazsa yeni başkan yeni kıtayı
epeyce değiştirecek gibi...
Ortadoğu'daki darbe girişimleri, terör olayları ve suikastların
ardından, NATO'nun, sadece CIA'nın müttefiki olduğunu herkes daha
iyi anladı...
Geçmiş yılların yükselen yıldızı Avrupa Birliği, İngilizlerin arka
kapısından sıvıştığı, Türkiye gibi aday ülkelerin bile "olmasa da
olur" dediği bir geçkinler kulübü artık...
Birleşmiş Miletler ise yıllardır yerlerde sürünüyor...
Buna karşın dünya güçler dengesinde yeni aktörler beliriyor, farklı
dengeler kuruluyor.
ABD nüfusu kadar orta sınıfı barındıran Çin gümbür gümbür
geliyor...