17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da FETÖ maşasını kullanan ABD, işi
eline aldı.
"Siz beceremediniz" diyerek 17-25 Aralık argümanlarını birebir
kullanıyor.
15 Temmuz'da yapamadığı askeri darbenin ekonomik versiyonunu
deniyor.
Düşmanın işi bu.
"İstemiyoruz" dediği "Türk akımı" projesini sonlandırmak
için...
"Almayın" diye çırpındığı S400 siparişimizi iptal ettirmek
için...
"Kurduracağım" dediği PKK devletine karşı Türkiye'nin olası bir
askeri hamlesini engellemek için...
"Görüşmeyin" dediği komşumuz İran'a yeniden kafa çevirmemiz
için...
Her yolu deneyecek, her aparatı kullanacak, başladı da.
Eline de birtakım kâğıtlar verilip, New York'ta başlayan mahkemeyle
eşzamanlı olarak tempo tutturulanları hep beraber ibretle izliyoruz
işte.
Hadi Reza ABD ile anlaşma yaptı. Kodese tıkılmamak yerine yüzünü ve
kimliğini değiştirip Miami'de yaşamayı planlıyor diyelim.
Peki, bu taarruz da savuşturulunca Reza'nın iftiralarına buradan
kanon yapan siyasiler, gazeteciler ne yapacaklar dersiniz?
Yüzlerini ve kimliklerini değiştirip bir sahil kasabasına
yerleşerek kendilerini unutturmaya mı çalışacaklar?
Yoksa diğerleri gibi, direkt ABD'ye mi topuklayacaklar?
***
Fareler yine gemiyi erken terk etti
Reza'nın davası sürerken Erdoğan'ın resmi ABD ziyaretlerine bile
"ümmeti satıyor" diyerek karşı çıkan siyasal İslamcılar sus
pustu.
Onlardan daha cesur olan, başına ve türbanın üzerine kalpak
geçirmiş FETÖ'cüler ve kuyruklarına takılan Mirgüngiller çocuklar
gibi şendi.
ABD'nin torpillerini ateşlediği saatlerde, kadınlardan ve
çocuklardan önce yerleştikleri filikalardan kafalarını
çıkarttılar.
"Aynı gemide değiliz" diye bağırmaya başladılar.
Değiliz tabii!
İyi günde geminin ambarlarına dadanıp, her sert dalgada olduğu gibi
gemiyi terk eden ve sonra utanmadan dönen asalaklarla kim aynı
gemide yolculuk etmeyi ister ki...
***
Biz asıl siz konuştukça utanıyoruz
Hürriyet yazarı Murat Yetkin "Reza konuştukça Türkiye utanıyor"
demiş.
Murat Bey postu kurtarmak için istenen her iftirayı atan bir
çaresiz adına niçin utanıyor anlamak mümkün değil.
Bence utanmak istemiyorsa ağzına kulak verdiklerini değişirsin.
Mesela...
Reza davasını değerlendiren yılların hariciyecisi Şükrü
Elekdağ'a:
"Ben hiçbir zaman Türkiye'nin veya bir Türk liderinin ABD ve Batı
medyası tarafından bu kadar ortaklaşa bir bombardımana tutulduğunu
görmedim. Söz vermişler gibi!"
Ya da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na:
"Biz bu şartlar altında bunu hiçbir zaman polemik konusu
yapmayacağız.
Çünkü bu konu sadece Erdoğan'a karşı değil, Türkiye'ye karşı
yürütülen bir tavırdır." Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku
Reyhan'ı da dinleyebilir:
"ABD'nin AKP'yi iktidardan indireceği ve kendilerini iktidara
getireceği hülyalarına bile kapılmışlar. Bunları uyarıyoruz.
Muhalefetle ihaneti birbirine karıştırmayın. Türkiye'de siyaset
yapan hiçbir güç, Türkiye'nin egemenliğinin karşısında
konumlanamaz."
***