İktidarı sandıkta devirmek bir siyasi parti ve
yöneticileri için en önemli hedef olabilir.
Bu amaca, aklını ideolojiye ya da partiye teslim etmiş dar bir
kesim ortak da olabilir. Ancak seçimlerin kaderini belirleyen
merkezdeki çoğunluk daha rasyonel reflekslerle hareket eder. Yani
yaşamını daha iyi hale getirmeyi vaat edene yönelir.
Çok partili hayata geçtiğimiz günden beri seçmenin istisnasız,
"yıkmayı" değil "yapmayı" vaat edenleri seçmesi bu durumun en net
kanıtıdır.
Yine bir seçim arifesindeyiz ve yine tarih tekerrür etmek
üzere.
Bu kez de "kaybedeceklerin" dilinden dökülen tek vaat "Erdoğan'ı
devirmek," "eskiye dönmek." Kazanacaklar ise seçmene yeni
tekliflerle gelmeye, geleceği tarif etmeye devam ediyorlar.
Dün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en iddialı adayı Tayyip Erdoğan
programını açıkladı mesela.
Tarihi de kapsayan bütünlükçü bir perspektifle özgüvenini ilan
etti. Önüne, daha önceki icraatlarının devamı niteliğinde net
hedefler koydu. Demokrasi ve özgürlükler konusunda garanti
verdi.
Şu ana dek bizlere, Erdoğan öncesi Türkiye'ye dönüp, 16 yıllık
kazanımları tarihe gömerek sıfırdan, eskiden başlamayı önerenleri
de sahneye bekliyoruz.
Karar vermeden önce, FETÖ ile ve PKK ile mücadeleyi gevşetmek
dışında bir planları varsa kendilerini de dinlemek isteriz.
***
PERİNÇEK "İŞARET EDİLMEDİĞİ" İÇİN...
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 100 bin imza toplamaya çalışan
adaylardan Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu hedeflerine
ulaştılar.
Anlaşılan o ki, sosyal medyada siyasal İslamcıların, açık FE...