İşadamlarına çöken, "haber yapmama" karşılığında tehditle
paralar alan gazetecileri gördük, görüyoruz.
Gençler mazilerini hatırlamadığı için "duayen
gazeteci" pozlarında geziyorlar.
Belediyelere şiir günü, öykü
gecesi türünden etkinlikler yapıp yüz binlerce lira
kaldıranları, plazma
televizyon karşılığında "karanlık yatırımcılara"
övgüler düzen köşe yazarlarını da...
Seçim dönemi girerken de "yağlı kapı" muhalefet
partileri.
Hatırlayacaksınız, İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, A Haber'de Sebep Sonuç'ta İBB'den para alan
gazeteciler olduğunu söylemişti.
İddialar birkaç hafta konuşuldu ama bu ön ödemeli gazetecilerin
kimler olduğunu öğrenemedik.
Derken geçtiğimiz gün muhalefetten bir isim, İçişleri
Bakanı'nın iddialarını teyit eden bir açıklama
yaptı...
Muharrem İnce, "Halk TV, Tele 1, KRT; CHP'den
ve İyi Parti'den her ay
düzenli maaş alıyor. Miktarlarını
bile söylerim. Son zamları bilmiyorum ama. Bizi haber
yaptıkları zaman da 'Maaşı keseriz' diye tehdit ediyorlar, sonra bu
ülkeye demokrasi getireceğiz diyorlar" dedi.
İnce, Twitter hesabından isim de verdi. Tele 1'den Merdan
Yanardağ'ın her ay CHP ve İyi Parti'den para aldığını
söyledi. "Sende şeref varsa yemin et bakalım
almadığına" diye de ekledi.
Doğru, İnce'nin demokratlık ya da basın özgürlüğü konusunda kimseye
ders verecek hâli yok.
Belki, seçimi kazandıkları günün ertesi hükümete yakın
medyaya çökeceklerini açık açık söyleyen
CHP'li Gürsel Tekin kadar gözü dönmüş değil. Ama
sırf televizyon programıma konuk oldu diye Memleket Partisi
kurucusu Mustafa Kemal Çiçek'i MYK kararıyla partiden
atarak despot olduğunu kanıtladı.
Ne var ki şahsi bir meseleden bahsetmiyoruz.
Bir muhalefet lideri olarak ağzından çıkanlar çok
ağır iddialar.
Medya mensupları ekonomik olarak zor günlerden geçerken seçim
öncesi "işleri açılan", gelirleri izah edilemeyecek
şekilde artan ön ödemeli gazeteciler kimler?