İstanbul'da belediyeye ait toplu taşıma araçları sık sık arıza
yapıyor, her hafta korkunç bir kazaya karışıyor.
Son olarak Alibeyköy'de tramvayla İETT otobüsünün çarpışması sonucu
meydana gelen kazada 33 kişi yaralandı. Otobüsün sürücüsü
ifadesinde şöyle diyor:
"Yeşil ışıkta geçiyordum, otobüsümün yarısından fazlası
zaten geçmişti. Geçişimi tamamlamadan
tramvay otobüsün arka tarafından vurdu. Kamera
kayıtlarına da zaten bakıldı. Tramvayın kırmızıda
geçtiği görülüyor."
Tramvayın dün tutuklanan vatmanının anlattıkları da olayın şoförün
tarif ettiği şekilde "göre göre" gerçekleştiğini
doğruluyor. Söyledikleri bir hayli dikkat geçici:
"Her şey iradem ve kontrolüm dışında
meydana gelmiştir. Bayıldığım için tramvay
ışıklarının yeşil mi kırmızı mı
yandığını hatırlamıyorum... En son yolu takip
ettiğimi biliyorum. Ancak hareketlendikten sonraki
süreci hatırlamıyorum."
Direksiyon başında bayılması ve bir süre ne yaptığını
hatırlamaması, vatmanın sağlık durumunun bu işe elverişli
olmadığını düşündürse de ifadesinde hiçbir sorunu olmadığını
anlatıyor. 4 ay kadar önce kalp çarpıntısı şikâyetiyle hastaneye
gitmiş o kadar.
Diğer kazalarda da şoförlerin ifadeleri benzer.
Evet, toplu taşımadaki bu keşmekeşte, seçimlerin ardından deneyimli
kadroların siyasi sebeplerle işten çıkartılması, liyakatsiz
yöneticilerin işbaşı yapması, belediyenin ulaştırma alanındaki
yatırımları, bütçeyi azaltması gibi sebeplerin etkili olduğu
biliyoruz.
Ama iş artık çığırından çıktı.
Sesini dahi duymadığımız İETT Genel Müdürü ne zaman kadar ölü
taklidi yapmayı sürdürecek?
Yoksa işini çok iyi yaptığını mı düşünüyor?
Yapmayın beyefendi.
Farkında değil misiniz, CHP
yandaşlarının "AKP'li şoförlerin Ekrem
Başkan'ı başarısız göstermek için kaza
yaptıklarına" dair yaratıcı tezler üretmeleri de sorunun
gözden gelinemeyecek kadar yaygınlaştığının bir göstergesi.
Çözüm bekliyoruz.