Herkes ayağına basılınca, ait olduğu mahalleden biri mağdur
olunca "özgürlükleri" hatırlıyor.
Gülşen, imam hatiplilere hakaret ettiği suçlamasıyla tutuklanınca
"Nerede kaldı ifade özgürlüğü"
diye isyan eden siyasilerin, gazetecilerin eleştiriler karşısında
açtıkları tonla hakaret davası var mesela... İçeride olanlar
da...
Dindarlara, muhafazakârlara "hoşgörü, tahammül"
telkin edenler, Atatürk'ü soğukkanlılıkla siyasi bir karakter
olarak ele alan analizleri bile hakaret sayıyorlar. Ellerindeki
"Atatürk düşmanı" yaftalarını entelektüellerin
boyunlarına asarak, susturulmalarını, içeri
tıkılmalarını talep ediyorlar.
Hükümeti yargı üzerinde baskı oluşturmakla suçlayıp,
iktidara gelirlerse yargıyı...