Survivor’a annemin sayesinde ara sıra göz atıyordum. Ne var ki
bağırış çağırışlara, hele yarışmacıların birbirlerinin kuyusunu
kazmalarına dayanma sınırım iki dakikaydı.
Survivor biraz bronzluk, biraz kas, az zeka ve bolca gıybet demek
benim için... Küçümsemek amacıyla söylemiyorum. Memleketin “fikir
önderleri” ve siyasi liderlerinin Survivor yarışmacılarından pek de
farkları yok.
MHP’nin “tarihçi hocası”ndan AKP’nin “ilahiyatçı hoca”larına,
ekonomistinden gazetecisine, seviye ortada. Son örneği, Ergun
Babahan ve Ali Bayramoğlu’nun birbirlerini “döneklik” ve
“müptezellikle” suçlaması. Haklarında ben de atıp tutacak değilim;
zaten birbirlerini Survivor ateşinin başında haşlayan alfa
erkekleri gibi yemişler. Ancak konu, gazetecilik üzerinden “kim
daha dönek” tartışmasına döndüğü için mazuratım var.
Kim daha has demokrat?
Bu ülkede “döneklik” çok kolay ve bazen acımasızca yapıştırılan bir
etiket. Gazeteci, entelektüel, ya da fikir önderlerinin de yanılma
payı var.
Temel sorun, kamuoyunu yönlendirenlerin ilkesel tutarsızlıkları.
Demokrat geçinenin, iktidarla ters düşmemek için demokrasinin
ilkelerini çiğnemesi de... Her değişen iktidara göre aslan
kesilenin durumu, birbirinden farksız. Biri şimdi, diğeri daha önce
iktidarın gemisinden atlamaya ya da atılmaya kalktı diye, daha mı
“has gazeteci” veya “has demokrat” oluyor?
Asıl sorun, “kim daha çok döndü” değil, iktidara bu kadar
“yanaşmış” bir gazetecilik yapmış olmak, meslek ilkeleri ihlal
edilirken başını öte yana çevirmek değil mi?
İşin acıklısı, şimdiye kadarki “duruş”larıyla çoktan
saygınlıklarını yitirdiklerinin farkında olmamaları.
Ama önemi yok, bu da unutulur. Sadece bu ikilinin özelinde değil,
erkekler dünyasına has bir durum bu: