Nerede bal küpleri, çuvallar içinde hububat, bakliyat,
kuruyemişler, fındıklar fıstıklar, şekerlemeler varsa haşarat oraya
akın eder. Fareler, sinekler, hamam böcekleri, karıncalar
vesaire…
Onlara karşı tedbir alınmazsa, onlar uzaklaştırılmazsa; balları,
yağları, peynirleri, kavurmaları ve diğer yiyecekleri talan
ederler, ortalığı pisletirler, büyük zarar ziyan verirler.
Siyasi hayatta da böyledir. İktidarlara yiyiciler, haşarat, adam
cesametinde hamam böcekleri, dev arılar sızar, hizmetlerin içine
ederler.
Müslümanlar iktidar olunca bir sürü mel’un din sömürücüsü zuhur
etti, bunlar büyük tahribata, korkunç kirlenmeye sebep oldular.
Eskiden mücahid geçinen bir takım sahtekarlar, müteahhit oldular
malı götürdüler, yaban domuzlarının yaptığı gibi tarlalarımızı
altüst ettiler.
Nice çulsuz kısa zamanda süper zengin oluverdi.
Çöl çekirgeleri gibi, hizmet tarlalarını yangın yerine
çevirdiler.
İslam davasına bu haşaratın verdiği zararı harbî kafirler
vermemiştir.
Müslümanlar bu yiyicileri, sömürücüleri, muzırları ayıklamaz,
kovmaz, püskürtmez ise İslami hizmetler daha büyük zarar
görecektir.
İslam’da kural şudur: Yaratanın rızası için yapılan hizmetlerin
ücreti yaratıklardan istenmez, Allahü Tealadan istenir.
İmamlık, müezzinlik, müftülük, vaizlik, Kur’an Kursu öğretmenliği
gibi bazı dini hizmetler için ücret ve maaş alınmasına fetva ve
ruhsat verilmiştir ama bu hizmetleri alet ederek zenginleşmenin
fetvası metvası yoktur.
Tarih boyunca dinimize hizmet eden büyüklerimiz din, iman, Kur’an,
Şeriat, tasavvuf hizmetlerini yaratıklardan ücret almayarak
muhlisen lillah ve hasbeten lillah yerine getirmişleridir.