GLOBAL dev derin amansız güçler İslam’a ve Müslümanlara savaş
açmış bulunuyor. İslam’ı kendi medeniyetleri, devletleri,
hakimiyetleri, hegemonyaları, gelecekleri için tehdit ve tehlike
olarak görüyorlar.
Mısır’da serbest demokratik seçimlerle iktidara gelmiş Müslümanlar
terörist değildi ama onları devirdiler, yerine darbeci âsi bir
generali getirdiler.
İslamî rejimlere, demokrasi sınırları içinde bile tahammülleri
yok.
Bir ara ılımlı İslam’ı tutarmış göründüler ama onların gözünde
İslam İslam’dır, radikali de ılımlısı da aynı kefededir.
İslam çağımızda yükselen bir dindir. Bu gidişin sonu ne
olacaktır?
Bir buçuk milyarlık İslam dünyasının, kendi medeniyetine, kendi
inançlarına, kendi dinine, kendi kültürüne, kendi kimliğine göre
yaşamasını ebedî olarak engelleyebilirler mi?
Engelleyemeyeceklerdir.
Ortadoğu’da gerçek ve kalıcı (iki sıfatı tekrar ediyorum gerçek ve
kalıcı) bir barışa razı olmadıkları için üçüncü dünya savaşı
çıkacak, çok facialar olacak, sonunda kendileri yıkılacaktır.
Krizler iki türlü çözülür. Birincisi yatay (horizontal) çözümdür.
İnsanlar iyiliği, doğruyu, güzeli, barışı, adaleti, hakkı isterler
ve iradelerini bu yolda sarf ederler… Bunu yapmazlarsa devreye
dikey (vertical) irade girer.
Hıristiyan Yahudi ateist nice Batılının Müslümanlığı kabul etmesi,
11 Eylül İkiz Kulelerin yıkılmasından ve Charlie vak’asından sonra
ihtida vak’alarının artması; İslam’ın hak din, hak medeniyet, hak
nizam olduğunu gösteren delillerdendir.
Batı medeniyeti elindeki dehşet verici silahlara ve güçlere rağmen
İslam’ı durduramayacaktır.