Bugünlerde gecenin geç saatlerinde evlerden, sokaklardan el ayak çekilince saatlerce Sezai Karakoç şiirleri okuyorum.
Son dönemde hayatımıza adeta karabasan gibi çöken kötücül gelişmelerden biraz olsun uzaklaşarak rahat bir nefes alabilmek için Sezai Karakoç’un şiirlerine sığınmak bana iyi geliyor. Açıkçası ben, bu şiirlerle bir gönül zenginliği yaşadığımı hissediyorum. Özellikle “Hızırla Kırk Saat”te yer alan şu şiiri okurken sanki bir aydınlanma yaşıyorum, önümde yeni bir pencere açılıyor ve hayatı bir başka açıdan değerlendirme imkanını yakalıyorum.
/Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz
Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı