Memleketin ‘tekçi’ vesayet sistemiyle yönetildiği bir ortamda “darbelerden arındırılmış” yeni anayasa yapma niyetini sivil ve özgürlükçü bir zihniyet yapısıyla izah etmek ne yazık ki pek mümkün değil. Zira 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra yani 2017 yılında hazırlanan ve referandumla kabul edilen “Türk tipi” başkanlık anayasanın darbelerden arındırıldığını sanıyorduk. En azından iktidar bu anayasayı öyle pazarlamıştı...
Ama şimdi öğreniyoruz ki meğer “Türk tipi” anayasamızın kapıları hala darbelere kapatılamamış... Ya da iktidar pazarlaması kolay olsun diye “darbe” kavramı üzerinden başka bir niyet pazarlamaya hazırlanıyor.
Yeni anayasa tartışmalarında 1921 anayasasının ruhuna.....