Bilindiği gibi Babacan AK Parti iktidarlarında dışişleri bakanlığı ve ekonominin patronluğunu üstlendiği başbakan yardımcılığı dönemlerinde gerek Türkiye’de, gerekse dünyada saygın bir yere sahip, dürüst, şeffaf, ekonomide hatırı sayılır başarıların altında imzası olan pırıltılı bir isim. Artık o, kuruluşuna sayılı günler kalan yeni bir siyasi oluşumun önünde yer alan bir siyasetçi. Televizyonda çizdiği görüntü, güvenilirliği ve konulara hakimiyeti konusunda kimsenin bir itirazı yok. Ancak Türk siyasetinin karizmatik lider geleneği çerçevesinden bakıldığında, “acaba bağırıp çağırmayan, ‘düşün peşime’ diye meydanları inletmeyen bir parti liderinin başarı şansı olabilir mi” benzeri soruların tartışıldığı da muhakkak.