Kuşkusuz bunun için öncelikle Doğu toplumlarının, bir başka deyişle Müslüman toplumların askeri, ekonomik ve kültürel anlamda Batı’nın müdahalesi karşısında korumasız kaldıkları bir gerçek. 19. Yüzyılda ve özellikle 20. Yüzyılın ilk yarısında Müslüman toplumlar, Batı’nın sömürgeci anlayışıyla karşı karşıya kaldılar kabul. Yabancı güçlerin bu bölgelerde sergiledikleri küstahlıkların Müslüman bilincinde derin travmalar yarattığı da bir gerçek.
Ama bir gerçek daha var ki bu travmaya teslim olmak, Müslüman toplumları modern çağın kazanımlarından ve şimdiki zamanı yaşamaktan mahrum bırakmıştır.
Maalesef travmayı aşarak değişime tutunamamak, kronikleşmiş ekonomik krizler, özgürlüklerin her cephede kısıtlanması, akademik özgürlüğün içler acısı hali konusundaki dramatik manzara, Müslüman dünyanın problemlerini giderek daha da derinleştirmiştir.
Doğal olarak bunun sonucunda bütün kötülüklerin sorumlusu olarak dış etkileri görmek güçlü bir argüman haline geliyor. Kuşkusuz kendi yetersizliğini Batı’nın fitne ve oyunlarına...