Uzun bir seçim maratonunun ardından sandıkta milletin iradesi tecelli etti ve bütün siyasi partiler milletin teveccühü istikametinde ve de aldıkları oy oranında belediye başkanlıklarını elde ettiler. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de partilerin kayıplarının ve kazançlarının olması doğaldır. Sonuç itibariyle bu demokratik bir yarış. . . Önemli olan milletin sandıkta ortaya koyduğu tercihi bütün partilerin sükunetle ve itidalle karşılamasıdır. Bu açıdan bakıldığında, aslında bütün siyasi partilerin seçim sonuçlarını siyasi bir olgunluk içinde değerlendirdiğini söyleyebiliriz. Sonuçların büyük ölçüde açıklanmasından sonra gerek cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Binali Yıldırım’ın, gerekse CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun değerlendirmeleri kelimenin tam anlamıyla centilmenlik sınırları ve demokratik nezaket içinde gerçekleşmiştir. Ancak İstanbul’da Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu’nun yarışı önce tamamlaması ve resmi olmayan sonuçlara göre seçimi kazanması siyasi atmosferi biraz gerginleştirdi. Maalesef, özellikle İstanbul yarışının bitmesine çok az bir zaman kala veri girişinin yapılmaması ve bu sürecin uzaması tedirgin edici olmuştur.