31 Mart yaklaştıkça siyasi mücadele kızışıyor ama aynı zamanda siyasetin dili de keskinleşiyor. Aslında normal bir siyasi mücadelede, tansiyonun yükselmesinde çok anormal bir durum yok. İşin doğası gereği siyasetteki yarışın içinde zaman zaman sertlikler olabilir. Ancak bu kez durum biraz farklı, zira Türkiye ekonomik anlamda sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Ekonomideki bu zorluklar, doğal olarak siyasette rüzgârların daha da sert esmesine yol açmış bulunuyor. Özellikle iktidar bloğu mücadeleyi ‘beka’ meselesi üzerinden yürütmeyi daha sonuç alıcı bir yöntem olarak görüyor. Bu yüzden de seçmen kitlelerinin 31 Mart’a ilişkin muhtemel eğilimini ölçmek çok kolay değil. Bu çerçeveden bakıldığında ortaya çıkan anket sonuçlarının ne anlam ifade ettiğini kestirmek de pek mümkün değil. Ama eğer ekonomik sıkıntı birebir insanların cebine yansıdıysa, beklenmedik sonuçlar ortaya çıkabilir. İşte tam da bu yüzden AK Parti, insanların doğrudan yaşadığı problemlere dönük çözüm odaklı bir kampanya yürütürse eminim daha sağlıklı bir yol izlemiş olacaktır.