Türkiye yakın tarihinde eşi benzeri görülmemiş ekonomik ve kurumsal bir çöküş dönemini yaşıyor. Bu açıdan bakıldığında 2023 seçimlerinin demokrasinin geleceği açısından hayati bir önem taşıdığı konusunda hemen herkesin ittifak halinde olduğu bir gerçek.
İktidar her ne kadar “Türkiye yüzyılı” sunumuyla bir illüzyon yaratmaya çalışsa da şu andaki performansıyla 2023’ü kazanması mucizelere kalmış durumda. Manifestoda pırıltılı cümleler vardı, hukuk, özgürlük ve husumetleri ortadan kaldırmak gibi toplumun hasretini çektiği hayali vaatler de vardı. Öyle ki Türkiye halkının hiçbir derdine merhem olmayacak ve de karşı olduğu Kanal-İstanbul projesi bile vardı.
Ancak bunların hiçbirisi yaşanan gerçekliğe tekabül eden, toplumun sorunlarına çare olacak vaatler olmadığı için daha üzerinden bir ay bile geçmeden unutulup gitti.
Çünkü iktidar ekonomik krize çözüm üretemiyor, enflasyonla mücadelede kelimenin tam anlamıyla havlu atmış durumda. Hukuk, özgürlük gibi çok önemli vaatler konusunda ise iktidarın inandırıcılığı yok. Eğer bir taraftan demokrasi, hukuk vurgusu yaparken arka kapıdan dolaşarak medyayı ve toplumu susturmak için “sansür...