Modern zamanlarda Müslüman dünya Kur’an’ı ve İslam’ı anlama konusunda derin bir kriz yaşıyor. Bir kere Kur’an’ın evrensel mesajını bu çağın diliyle okuyamıyoruz, daha da vahim olanı ayetleri nüzul şartlarından ve bağlamından kopartarak Kur’an’ın çağlarüstü olma vasfına zarar veriyoruz. Eğer bugün Kur’an’dan çıkarak yaşanabilir bir dünya tasavvuru oluşturamıyorsak bir yerlerde bir yanlışlık var demektir. Neredeyse bütün İslam toplumlarında ritüellere ve görselliğe indirgenen bir din anlayışı hakim. Bu yüzden de değişimin devasa boyutlara ulaştığı bir dünyada, insanlara din adına ulaştırabileceğimiz bir mesajımız yok. Mesela bir “felah/kurtuluş” çağrısı olan ezanla insanlığı nasıl inandırıcı bir kurtuluşa çağıracağımızı bilmiyoruz. Evet ezan özü ve anlamı itibariyle bir kurtuluş çağrısı, ama bu çağrının Müslüman dünyada bir karşılığı yok. Herhalde dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan hiçbir birey, İslam toplumlarının mevcut görüntüsüne bakarak İslam’ın ve ezanın bir kurtuluş çağrısı olduğuna inanmayacaktır. Ne yazık ki kendi çocuklarımız bile inanmakta güçlük çekiyorlar. Ve daha da vahim olanı; günümüz İslam ülkelerinde yaşayan insanlar, ölüm pahasına içinde bulundukları dünyadan kaçmanın yollarını arıyorlar.