Kelimeleri, sözleri yasaklamak için ‘sansür yasası’nın çıkarıldığı bir ülkede sanattan ve estetikten bahsetmenin çok da anlamlı olmadığını biliyorum. Ama bir şeyi daha biliyorum ki yüzyıllar boyunca kralların, padişahların, sultanların ve bilumum otokratların yasaklarına rağmen şiir ve müzik dahil, sanat ve düşünce eserleri hep var olmuş, bundan sonra da var olmaya devam edecektir ama otokratların hiçbiri bugün yok…
Her zaman olduğu gibi Pazar günlerini siyasete kapatma geleneğine sadık kalarak bugün de edebiyata pek çok yenilik getirmiş, daha sonra yazılanlara hatta edebiyat dışındaki diğer sanat dallarına da ilham kaynağı olmuş, polisiye, bilimkurgu, fantastik, gotik edebiyatın gelişmesinde ve yeniden biçimlenmesinde çok önemli bir basamak oluşturmuş ve aynı zamanda bir şair olan Edgar Allan Poe’yu okumaya çalışacağız. Poe’nun dizelerinde olduğu gibi belki de “bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, yalnızca bir düş içinde bir düş”ten ibarettir…
Edgar Allan Poe’nun özellikle hikayelerinde düşle gerçek arasında kurduğu dünyaların ürkütücü cazibesi bir okuyucu olarak çoğu kez hepimizi...