Bugün itibariyle şikayet ettiğimiz pek çok problemin temelinde aslında kurumların güvenirliğinin kaybolması ve liyakatin devlet katından tümüyle çekilmesinden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz.
Maalesef yeni alaturka sistemle birlikte devlet kurumlarında liyakati esas almak gibi bir hassasiyet kalmadığı gibi hiçbir bürokratın ‘hesap verme’ sorumluluğu da bulunmuyor. Devletin bütün bürokratları biliyorlar ki bir takım hatalı ve yanlış uygulamalar yaptıklarında kendilerine hesap soracak ve onları denetleyecek bir mekanizma yok. Dolayısıyla kafalarına göre takılmakta özgürler…
Son yıllarda ekonomide, dış politikada, eğitimde, tarımda ya da güvenlik konularında toplumu derinden yaralayan öylesine uygulamalara şahit oluyoruz ki yüksek sesle söyleyemesek de “Bu kadar da olmaz ki…” demekten kendimizi alamıyoruz. Ama her şey, her gün daha da can sıkıcı hale gelmeye devam ediyor…
Çünkü “kuvvetler birliği” esasına göre dizayn edilen yeni sistemde iktidarın hesap vermesini sağlayacak, onu denetleyecek bir parlamento ve yargı bulunmuyor. Oysa normal demokratik sistemlerde esas olan “kuvvetler ayrılığı”...