İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan şok ayrılığı, değişime umut bağlayan kitlelerde derin hayal kırıklıkları yarattığı bir gerçek. Ama bu dünyanın sonu değil, siyasette bazen öyle şeyler olur ki herkesin umutsuzluğa düştüğü bir anda başka imkanlar ve umutlar doğar. Dolayısıyla karamsarlığa hiç gerek yok, inanıyorum ki bunda da bir hayır vardır.
Kabul etmek gerekiyor ki Meral Akşener’in ittifaktan ayrılış açıklaması, siyasi nezaket sınırlarını aşan, Türkiye’nin yarınlarını inşa etmede bir yıldır birlikte önemli çalışmalar yaptığı masadaki kader ortaklarını adeta itham eden ve de Akşener’in zihin dünyası ile bağdaştırılması mümkün olmayan yaralayıcı dil ittifakta derin bir çatlak oluşturdu.
Daha da dramatik olanı, AK Parti iktidarına ve özellikle de bugüne kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı en sert eleştirilerde bulunan Akşener’in siyasi akılla izahı mümkün olmayan bu kararıyla adeta Erdoğan’a ‘can suyu’ verme pozisyonuna düşmüş olmasıdır. Hemen belirtelim, bu kararın asla iktidara destek verme niyetiyle alındığını söyleyemeyiz elbette. Ama ne yazık ki geniş...