Bazı okurlar haklı olarak 15 Temmuz’un yıldönümünde yazı yazmadığım için eleştiriyorlar. Evet yazmam gerekiyordu, ama itiraf etmeliyim ki niyet etmeme rağmen içimden tek kelime bile yazmak gelmedi.
Hepimiz biliyoruz ki 15 Temmuz darbe girişimi, iradelerini din pazarlamacısı bir meczuba teslim eden Haşhaşi ruhlu güruhun Türk demokrasisine silah çektiği hain bir olaydır. Ama aynı zamanda 15 Temmuz, Türkiye’nin son 40-50 yıllık siyasi tarihindeki iktidarların ve özellikle de mevcut iktidarın basiretsizliğinin bir ürünüdür. Kısacası, bir dostumun ifadesiyle “İhanet gaflete saldırdı, basiret ve tecelliye yenildi.”
Şükür ki halkın basireti ve direnişi demokrasiyi kurtardı. Bu yüzden en büyük teşekkür bu ülkenin bütün insanlarına…
Ama ne yazık ki bugün, milletin yazdığı bu demokrasi destanı üzerinden yapılan siyaset pazarlamacılığını görünce insan utanıyor.
Maalesef ortam o kadar kirli ki yaşanan ikiyüzlülükler karşısında kelimeler bile utanıyor.
Aslında 15 Temmuz Türk demokrasisi açısından çok önemli bir fırsattı, nitekim darbecilere karşı bütün siyasi partilerin ve Türkiye’nin bütün renklerinin katıldığı ‘Yenikapı...