Bugün mükemmel bir gitar virtüözü olan Eric Clapton’un şarkılarına kısa bir yolculuk yaparak, kafamızın içini çöplüğe çeviren siyasetten biraz olsun uzaklaşmak istiyorum. Bazen düşünüyorum da, sanatın, edebiyatın, müziğin o muhteşem dünyası olmasaydı herhalde bu dünya tahammül edilemez bir yer olurdu. Güzel gitar çalan, güzel sesli acıların adamı Eric clapton 1960’lı yıllarda psychedelic rock türünden başlayıp, blues müziğine olan ilgisiyle blues rock türünde yoğun çalışmalarda bulunmuş ve Cream, Derek & The Dominos gibi gruplarda yer almış, 1970’li yıllarda iyice tanınmaya başlanmış ve her zaman gitarın efsanesi olarak anılmış bir sanatçıdır. En sıkıntılı zamanlarımda Eric Clapton’ın ‘Layla’, ‘Bell Bottom Blues’, ‘Change The World’, ‘Tears in Heaven’ şarkılarıyla hep başka yolculuklara çıkmayı tercih ettim. *** Clapton, ‘Layla’yı 70’lerin ortasında yazmış ve bestelemiştir, çoğu şarkısı gibi bu efsanevi şarkının da bir hikayesi vardır. Clapton, o zamanlarda The Beatles’in üyesi olan George Harrison’ın eşi Pattie Boyd’a sırılsıklam aşıktı ve onu sevdiği zamanlarda Clapton, Boyd’un Harrison’la evlendiğini görünce adeta yıkılır ve 2-3 yıl boyunca uyuşturucu bağımlısı olur, hatta müziğe geri dönmeden önce bir arkadaşı onu evde kriz geçirirken bulur. Clapton, Pattie Boyd’u çok ama çok sever ve ona olan sevgisini anlatmak için bir sürü şarkı yapar. Bunlardan biri de ‘Layla’dır. Clapton, Boyd’u sevdiği zamanlarda meşhur Leyla ile Mecnun hikayesini okur ve bu hikayeden esinlenerek ‘Layla’ şarkısını hazırlar. Müthiş gitarı ve solosu olan bu şarkı, sonlara doğru piyano solosuyla biter.