1986 yılının kış aylarıydı, Levazım Maliye Okulu’nun yedek subay eğitim dönemindeyim. Yoğun bir ders programı uygulanıyordu, sanki üniversite bitirme sınavlarına hazırlanıyor gibiydik. Ayrıca geceleri de haftada bir iki gün okulun koridorlarında içi boş tüfeklerle nöbet tutuyorduk. Neden mermisiz tüfeklerle böylesine absürt bir nöbet vardı hala anlayabilmiş değilim ama neyse. . . İşte o nöbet gecelerinden birinde kulağımda volkman aynı zamanda müzik dinliyorum, bir anda koridorun ucunda nöbetçi subayı olan yüzbaşı gözüktü, telaşa kapıldım ama suç aletini gizlemeyi başaramadım. Yüzbaşı önce müziğin sesini kulağına götürdü ve öfkeyle “Böyle mi vatan bekliyorsun, hem de ne idüğü belirsiz ecnebi müzikleriyle. . .