İşte Jethro Tull yalnızlığımın gecelerinde bir yaz akşamı, tırnaklarıyla dokunduğu gitarının metal sesini ve sanki ruhunu üflediği o olağanüstü flüt ezgilerini dinlerken bambaşka limanlara doğru yolculuğa çıkıyordum. İtiraf etmeliyim ki özellikle bunalımlı dönemlerimde bolca jethro Tull dinlemek adeta ilaç gibi gelmiştir. Çünkü Jethro Tull bir yandan insanın içini kıpır kıpır ederken bir yandan da ince bir hüzün akar şarkılarından. İşte Anderson’ın flütü ve sesinden insanın ruhuna akan o hüzün, modern dünyanın dayatmalarına karşı isyanla karışık ironik bir tavırdır aynı zamanda.