Şiirin ve müziğin başkenti olan İstanbul şu günlerde kelimenin tam anlamıyla bir hüzün iklimi yaşıyor. Maalesef bunca demokrasi deneyimimize rağmen, bu şehre yakışan doğru dürüst bir seçim yapmayı bile başaramadık. Günlerdir süren itirazlar ve sandık sayımlarından o kadar yorulduk ki, sadece endişeli bakışlarla siyasetin çaresizliğini seyrediyoruz, ama elimizden bir şey gelmiyor. Anlaşıldı ki bu demokrasi işini daha uzun süre beceremeyeceğiz, en önemlisi de bu ülkenin siyasi aklının, İstanbul’un sanat-edebiyat ve kültürel derinliğine yakışan estetik bir hafızadan yoksun oluşudur. Kuşkusuz niyetim, İstanbul’un bu haline ağıt yakmak filan değil. İnadına bu şehrin şiir ve müzikle ilgili hatıralarına yaslanarak, siyasetin zihinlerimizi abluka altına alan kaos ortamından biraz olsun uzaklaşmak. . . Uzun yıllar önceydi, şimdi dönüp bakıyorum da üzerinden tam otuz yıl geçmiş. .