Demokratik görünürlüğümüz ve hukuka olan güven zafiyeti yüzünden, emlak alımı için gelen bir kaç Arap yatırımcıyı saymazsak, hatırı sayılır yabancı yatırımcının geldiğini söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.
Maalesef, zaten kırılgan olan demokrasimizin görüntüsünü 31 Mart seçimleriyle daha da negatif hale getirdiğimiz için Türkiye özellikle yabancı yatırımcı nezdinde güven kaybetmiş, YSK’nın hukuki meşruiyeti tartışmalı iptal kararıyla da bu kanaat daha da güçlenmiştir. Galiba bu gidişle “dış güçler”den tümüyle kurtulacağız, artık bizimle uğraşamayacaklar!
Oysa Türkiye ikibin öncesinde siyasi istikrarsızlığın kronikleştiği, yargıya güvenin kaybolduğu dönemleri yaşamış ve bunun bedelini ağır ödemiş bir ülkedir. İşte o günkü Türkiye’deki demokrasi kalitesinin düşüklüğü, insan hakları ihlalleri ve yargıya olan güven kaybı toplumu yeni arayışlara itmiş ve esas itibariyle de bu arayış AK Parti’yi var etmiştir.