İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile ilgili, insanlığın iki bin yıllık neslini kapsayacak ölçüde ceza talep edilen 3.900 sayfalık akıl ve mantık sınırlarını zorlayan iddianame karşısında kurulacak bütün cümlelerin anlamsız olacağı duygusuna kapılmış bulunuyorum.
Çünkü bu iddianamenin hukuki bir nitelik taşıdığını, yolsuzluğa dönük gerçek belgelerle hazırlandığını söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.
Büyük ölçüde gizli tanık ifadelerine dayanan ve de çelişkilerle dolu bir iddianameyle karşı karşıyayız. Özgür Özel’in ifadesiyle, “969 kez hatırladığım kadarıyla, 691 kez öyleymiş -mışlar -muşlar, 546 kez duydum, 499 kez olabilir, 235 kez düşünüyorum, 9 defa da öyle hissettim ifadelerinin yer aldığı bir iddianame.”
Haliyle böyle bir iddianameyi hukuksal normlarla değerlendirmek çok mümkün gözükmüyor. Bu açıdan, 28 Şubat’ın sivil generali Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın Refah Partisi’ni kapatma İddianamesine benziyor sanki. O iddianame de bir hukuk belgesi değil, gazete kupürlerinden oluşturulmuş...