Sokrates gibi Arendt de her zaman düşünmüş ve düşüncelerinin onu götürdüğü yere gitmiştir. Totaliterizmin korkunç yüzüne sık sık ayna tutan Arendt, “Siyasette yalan” adlı eserinde haysiyetli siyasetin karşılaşabileceği olası tehlikelere dikkat çekmiş ve detaylı bir şekilde analiz etmiştir. Sistemli yalanlar üzerine değerlendirmelerde bulunan Arendt, bu yalanların hakiki gerçekliğe olası zararlarını tartışır. 1967’de dile getirdiği siyasete ilişkin görüşleri adeta bugün yazılmış gibi günceldir. “Siyasette Yalan” adlı eserinde Arendt şunları söylüyor: “Doğruların tartışıldığı bir ortamda ve doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin arasında fikir özgürlüğü fonksiyonunu yitirmekte, gülünç bir kavrama dönüşmektedir.”
***
Maalesef totaliter rejimlerde alenen söylenen yalanlar, bugün de çağımızın siyasetçileri tarafından adeta alternatif bir gerçeklik olarak takdim edilerek kitlelerin zihnine boca edilmektedir. Yani popülist yalanlar, halen bütün dünyada yükseliş trendinde bulunan popülizmin en cazip siyasi argümanı haline gelmiş bulunmaktadır.