Bazen fikri anlamda planladığımız hayat tasavvuru ile reel dünyanın bize dayattığı hayat arasında derin uçurumlar olduğunu farkettiğimizde telaşa kapılır, zihinsel bir dinginliğe kavuşmak için de kendimize güvenli limanlar ararız. Kuşkusuz bu arayışta önemli olan; ruh iklimimizi zenginleştirecek, yaşama kalitemizi artıracak doğru sığınağı keşfedebilmektir.
Şiire ve sanata tutunarak yaşamanın hayatımız için bir imkan olduğunu düşünmüşümdür hep. Özellikle modern zamanlarda rotamızın şaştığı, dünyanın yeni çılgınlarının hayatımızı köşeye sıkıştırdığı dönemlerde, eğer fark edebilirsek şiir her gün bir köşeden kendini gösterir ve “ben buradayım” diye seslenir, yeter ki gönlümüzün kapısını açık tutalım. Biliyorum ki, başta şiir olmak üzere sanata ve edebiyata kapalı olan hayatların bir tarafı hep eksik kalacaktır.
Gerek yaşadığımız coğrafyanın sosyal ve siyasal şartları, gerekse küresel ölçekte tezahür eden akıl tutulması dünyanın gidişatını umutsuz bir istikamete doğru sürüklüyor.
***