Bu başlığı ünlü rock grubu Jethro Tull’ın “Life İs a Long Song” şarkısından ödünç alarak kullanıyorum. Galiba insan bazı şarkıları çok fazla dinleyince bir süre sonra o şarkıları hayatının çok doğal bir parçası gibi görmeye başlıyor. Life İs A Long Song da benim için bu şarkılardan biri…
Her dinlediğimde kendimi başka diyarlara uçmayı görev edinmiş biri gibi hissediyorum. Her seferinde Ian Anderson’ın o flüt partisyonları içimde deruni bir dünyanın son çağrısı gibi yankılanıyor.
Bu arada, zaman zaman ‘acaba dünyada sadece Jethro Tull imzalı Life İs A Long Song ve Sankarihauta dışında başka şarkılar olmasaydı bir eksiklik olur muydu’ şeklinde zihnimde absürt düşüncelerin dolaştığını da itiraf etmeliyim.
Herhalde bu olsa olsa zihnimizin bize oynadığı bir oyun olabilir ancak… Biliyorum ki Miles Davis’in...