Bütün dönemlerde, özellikle de son yıllarda en çok tartıştığımız ve de ülkenin kanayan yarası haline dönüşen konusu, yolsuzluklar ve başkalarının hakkına tecavüz eden haramzadeler…
Aslında ülkeyi yönetenler dahil toplumdaki tüm bireylere tek tek sorsanız yolsuzlukların, rüşvetin, hiçbir ahlaki değer tanımadan başkalarının hakkına-hukukuna tecavüz etmenin büyük bir günah olduğunu söyleyecektir. Yani hiç kimse haram yemenin makbul bir davranış olduğuna inanmamaktadır.
Ama buna rağmen iktidar katlarından başlayarak neredeyse bütün topluma yayılan derin bir ahlaki çürümenin yaşandığı da bir gerçek. Mesela yolsuzluğa fetva veren hocalarımız var, “bizim mahalle”nin kaybetmemesi için yalana cevaz verenler var, eş-dost-akraba kayırmacılığı anlayışıyla liyakatsizleri devlet kadrolarına doldurarak liyakatli, kaliteli insanların haklarını ellerinden alan, devlet ihalelerini şeffaflık ilkesine riayet etmeyerek 5-10 müteahhide lütfeden bir iktidar var.
Kısacası şu anda bilerek ya da bilmeyerek ‘haram lokma’ hassasiyeti olmayanların baş tacı edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü Türkiye’nin hukuki ve kurumsal hafızasını ifsat eden alaturka bir sisteme...