Referandum sonrası özellikle AK Parti üzerinden hesap görme gayreti içine giren çevrelerin, ‘partiden İslamcıların temizlenmesi’ fitnesiyle başlayıp AK Parti’nin temelini oluşturan isimlere ve bu misyonu içselleştirmiş sivil toplum kuruluşlarından medyaya kadar herkesi itibarsızlaştırmak gibi çirkin bir kampanya yürüttüklerini artık biliyoruz.
AK Parti’nin bu ülke için ne anlam ifade ettiğini bilmeyen, daha doğrusu bildikleri halde bu misyonu millet nezdinde zaafa uğratmak isteyen bir güruh var ki, epey bir zamandır AK Parti’nin etrafını boşaltma gayreti içindeler.
Ve bu oyun herkesin gözü önünde sahneleniyor. Dolayısıyla kimsenin “Görmedim, duymadım” deme gibi bir lüksü olamaz. Uzun süredir yazılı, görsel ve sosyal medyada eli sopalı dolaşan bu güruh öylesine azgın bir noktaya geldi ki, büyükşehirlerden Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar AK Parti’ye gönül vermiş insanlar bu küfürbazlardan bizar durumdaydılar. Birileri gözlerinin önünde Ali-cengiz oyunu sahneliyor ve açıkça AK Parti adına hesap görüyordu.
***
Oysa AK Parti’yi değerli kılan, milletin teveccühüne mazhar olmasını sağlayan demokrat ve özgürlükçü bir ruhla bütün toplum kesimlerini kucaklayan, herkesin yüreğine dokunan temel ilkeleriydi.
Ama talihsizliğe bakın ki, ara istasyonlarda aktarma yoluyla AK Parti’ye katılan ve daha çok da FATÖ bakiyesi olan bu devşirme güruh adeta ‘Fitne üretim merkezi’ gibi çalışarak, muhafazakarları, İslamcıları, liberalleri ve Kürtleri AK Parti’den uzaklaştırmak için “Bu partide biz ne dersek o olur” edasıyla herkese sopa gösteriyor, kimse de çıkıp “Siz kimsiniz” deme cesaretini gösteremiyordu.
Ama hayatın bir gerçeği var ki, dereleri tersine akıtmak mümkün değildir. Birileri AK Parti’nin özünü, ruhunu, misyonunu görmezden gelse de hakikat hükmünü icra edecektir. Ve unutmayalım ki çanaktaki bal bitince yaban arıları kendi yurtlarına geri döneceklerdir.
Umalım ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle bu ‘malayani tartışmalar’ın ömrü kısa sürsün, yoksa zarar gören AK Parti olacak.