Bu ülke siyasi tarihimizin farklı dönemlerinde ağır ‘vesayet’ uygulamalarının yaşandığı bir gelenekten geliyor. Tecrübelerle biliyoruz ki Türk siyasal hayatında ordu uzun süre çok etkin bir rol üstlenmiş ve kimi zaman darbelerle kimi zaman da muhtıralar ve ültimatomlarla sivil siyaset üzerinde güçlü bir vesayet kurmuştur.
Dolayısıyla Türkiye’de darbelerden beslenen ve içine darbe ruhu kaçmış belli kesimler hariç, toplumun önemli bir kesimi gerek siyaset, gerekse yargı üzerindeki ‘vesayetçi’ yaklaşımlardan her zaman rahatsız olmuştur.
Ama talihsizliğe bakın ki bunca yaşanmışlıklara ve acılara rağmen ‘vesayetçi zihniyet’ten bir türlü kurtulamıyoruz. Dün askeri ve yargısal vesayet vardı, bugün tarifini yapmakta zorlandığımız ama sonuçları itibariyle yargı ve siyaset üzerinde başka bir vesayet var.
Çünkü iktidar erki kendisine yönelik eleştirilerden ya da ‘kutsal devletimiz’e yan bakanlardan rahatsız olduğunda o kadim ‘vesayet’ mekanizması yine devreye giriyor ve geçmişte olduğu gibi siyaseti biçmeye devam ediyor.
Biliyorum ki AK Parti çevreleri “O devirler artık...