Öylesine acıtıcı ve yürek yakıcı bir dönemden geçiyoruz ki kahrolmamak mümkün değil. Hani insanın “keşke böyle utandıran zamanlarda yaşamak zorunda kalmasaydım” dediği anlar vardır ya, işte öyle bir dönemi yaşıyoruz.
Ülkeyi yönetenlerin çok umurunda değil belki ama ülkede öylesine derin bir yoksulluk yaşanıyor ki eğer bu sefalete tanık olanlar, vicdanlarında insanlıklarını sorgulama gereği bile duymuyorlarsa vazgeçelim bu insanlıktan…
Biliyorum çok öfkeli bir başlangıç oldu, ama ne yapayım ki yoksul ailelerin yaşadıkları vicdan yaralayıcı haller karşısında artık dayanamıyorum.
Peki neden böyleyim?
Dün sabah bazı ihtiyaçlar için markete gittim, insanların ceplerini ve tahammül sınırlarını zorlayan fiyatlardan söz etmeye gerek bile duymuyorum, zira akılla ve mantıkla izah etmek mümkün değil. Ama markette bir ailenin yaşadığı çaresizlik karşısında gözyaşlarımı saklamak zorunda kalıyorum. Yanlarında 4-5 yaşlarında bir çocuğu olan karı-koca aldıkları soğan ve patatesin parasını ufak paraları da sayarak güçlükle ödüyorlar. Ancak çocuk yürekleri yakan bir ağlama ile marketten çıkmamak için adeta direniyor. Muhtemelen istediği bir şeyi...