İlk dönem Müslümanlarının kurduğu devlet yapılarında dinin temel hukuki metinleri, yüzyıllar içinde farklı toplumlarda örfi gerçekliklerle de birleşerek daha esnek uygulama biçimlerine dönüşerek modern zamanlara taşınmıştır.
Biliyoruz ki hukuksal metinlerin içeriği ve kurallar zaman içinde gelişip değişmiş ve doğal olarak dün uygun görünen birtakım kurallar bugün farklı bir hüviyet kazanmıştır. Ama bütün bu değişimler daha çok özel haklar ve bireysel durumlarla ilgilidir.
Esas itibariyle Kur’an’da pek çok hukuki hüküm bulunmaktadır, ancak Kur’an bir hukuk kitabı değildir. Bir İslam siyaset bilimcisi olan Sami Zubaida’nın ifadesiyle hukukçular, Kur’an metninin tamamının küçük bir yüzdesini oluşturan 500 ayetin hukuki içeriğinin olduğu noktasında fikir birliği içindedirler.
Tarihsel süreç içinde değişen insan ilişkileri, farklı toplumların gelenek yapıları, bilimsel ve teknolojik gelişmeler dikkate alındığında ilk dönemdeki dini tasavvurun bütün çağlarda aynı şekilde uygulanması, dinin değişim çizgisiyle çok örtüşen bir durum değildir. “Daha gelişmiş toplumlar açısından düşünüldüğünde, bu emirlerin (dinin) insan ilişkilerinin sınırlı...