Genel olarak toplumda pozitif hukukla fıkhın birbiriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, hatta birbirinin karşıtı iki ayrı alanmış gibi bir kanaat hakimdir. Gerçi hukuk ilmine vakıf olan herkes bilir ki pozitif hukuk ve fıkıh görünürde ayrı mecralardan geliyor olsalar da özünde her ikisi de insanların günlük hayatlarını kolaylaştıran kurallar ve normlar bütünüdür.
Bu çerçevede hemen belirtmek gerekiyor ki fıkhın bir ‘İslam hukuku’ olarak tanımlanması çok da doğru bir yaklaşım değildir. Daha doğrusu ‘İslam hukuku’ diye bir hukuk olamaz, tıpkı Hristiyan hukuku olamayacağı gibi…
İnsanoğlu topluluklar halinde yaşamaya başladığı ilk günden bu yana gerek bireylerin birbiriyle olan ilişkilerini, gerekse toplumla olan ilişkilerini düzenleyen kurallar ve hukuki normlar oluşturarak hayatı daha yaşanır kılmaya çalışmışlardır.
Yüzyıllar içinde şehirlerin, ülkelerin büyümesi ve insan topluluklarının devasa boyutlara ulaşmasına paralel olarak hukuk da gelişmiş ve modern anlamda bir hukuk müktesebatı ortaya çıkmıştır. Yani hukuk yüzyıllar içinde farklı toplumlardaki tecrübeler sonucunda oluşmuş bir insanlık mirasıdır aynı zamanda.
Hal...