Son dönemde demokrasi-hukuk-ekonomi ekseninde yaşadığımız savrulmalar, Türkiye’nin nasıl bir istikamete doğru gittiğini göstermesi açısından ibret vericidir. Çünkü demokrasinin, hukukun üstünlüğünün olmadığı, “Çin modeli” rüyalarının görüldüğü bir ülkede insanların hayat standartlarının yükselmesi de, güvende olmaları da mümkün değildir.
Geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi’nde Türkiye ile ilgili yaşananlar demokratik görünürlük açısından nereden nereye geldiğimizin en önemli göstergesidir.
Avrupa Konseyi’nin kurucu ülkelerinden birisi olan Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına adeta meydan okumasının dramatik sonuçları ortaya çıkmaya başladı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Aralık Cuma günü yaptığı toplantıda, AİHM’nin iş insanı Osman Kavala’nın “derhal serbest bırakılması” kararını yerine getirmediği için Türkiye’ye karşı ihlal sürecini başlatma kararı verdi. Bilindiği gibi Mahkeme, AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci ve 18’inci maddesinin ihlal edildiğini, yani Kavala’nın...