Gezi Parkı davasında Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, diğer 7 sanığa da 18’er yıl hapis cezasının verildiği 26 Nisan’ı gelecek yıllarda hep utanarak hatırlayacağız.
Adaletin böyle bir noktaya gelmesinden dolayı tarifi imkansız kederler içindeyim. Ve bu kararı tarif edecek cümle kurmakta zorluk çekiyorum, galiba kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar böyle bir şey olsa gerek…
Müebbete mahkum edilmesi için ne yapmış bu ülkede Osman Kavala? İddianamede hiçbir kanıt ve belge yok, mahkeme kararında da kanıtlardan bahsedilmiyor zaten. Ama mahkumiyet kararında çok önemli bir şey var; ‘kutsal devlet’e yan bakmış… TCK’nın 312/1 maddesi gereğince aynen şöyle deniyor: “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet…
Aslında Anayasa Mahkemesi’nin, 2021 yılında Kavala’nın tutukluluğuna yapılan itirazı reddettiğinde Başkan Zühtü Aslan’ın yazdığı muhalefet şerhindeki şu ifadeler meselenin vahametini bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor:''
Soruşturma mercileri, somut veriler ortaya koyamamışlardır. Gerek tutuklama kararında gerekse iddianamede birtakım varsayımlardan hareketle bazı çıkarımlar yapılarak yöneltilen soyut iddialar atılı suçun işlendiğine dair olgular olarak ifade edilmiştir. Bunun ötesinde başvurucunun Barkey ile telefonla veya yüz yüze yaptığı belirtilen görüşmelerinin içeriğine ilişkin somut hiçbir bilgiye yer verilmemiştir.”Maalesef AYM Başkanı Aslan’ın o gün işaret ettiği tehlike, bugün karşımıza vicdanları yaralayan bir karar olarak çıkmış bulunuyor.
Öylesine kahredici bir durum ki Kavala beraat ettiği bir davadan siyasetin yönlendirmesiyle müebbete mahkum ediliyor ama biz sadece çaresizce seyrediyoruz. Pencerelerinizi sonuna dek açıp “Bu güzel ülkeye böyle bir kötülüğü neden yapıyorsunuz” diye haykırmak istiyorsunuz ama onu bile yapamıyorsunuz, sonra sesinizi ve öfkenizi kısıp isyanınızı içinize gömüyorsunuz…
Peki neden, neden bütün adaletsizlikler bu ülkenin insanlarının başına geliyor? Kader mi, hayır böyle bir kader olamaz…
Anayasal demokrasinin hakim olduğu ülkelerin insanları hukukun teminatı