Allah, bizim daha iyi insan olabilmemiz için peygamberleri aracılığı ile din göndermiş, Peygamberler de yüce Mevla’dan aldıkları vahyi kendi hayatlarında uygulayarak insanlara rehberlik etmişlerdir.
Dini ilimlere vakıf olan alimler de peygamberlerin örnekliğinden hareket ederek yüzyıllar içinde dini literatürü oluşturarak insanların hayatlarını tanzim etmelerine katkı sunmuşlardır. Aslında doğal olarak yapılması gereken de aslında budur. Ancak tarihin akışı içinde yeni zamanları okumakta sıkıntıya düşen ve devralınan geleneksel bilgileri, yani klasik muhtevayı aynen bugüne aktaran İslam alimleri çağın değişen şartları içinde yeni çözümler üretemedikleri için hayatla din arasındaki makasın açılmasını önleyecek çözümler de üretememişlerdir.
Kabul etmek gerekiyor ki geçmiş asırlardaki hayat tarzlarını günümüze din diye aktaran İslam alimleri modern zamanların dışında kaldıkları için hayata nüfuz edememişlerdir.
Bugün başta Türkiye olmak üzere bütün İslam ülkelerinin yaşadığı problemlerin temelinde dinle hayatı birbirinden uzaklaştıran bu zihniyet yapısının bulunduğunu da unutmamak gerekiyor.
Meseleye Türkiye bağlamında baktığımızda ne yazık ki...