Müslüman bir toplumda dinin insanların hayatında önemli bir yeri olduğunu söylemekten daha doğal bir durum olamaz. Ama bunu söylemek, esas itibariyle ‘iyi insan’ olmanın temel öğütlerini içeren ilahi hitabı, canımız her istediğinde kişisel çıkarlarımız ve de siyasi hedeflerimiz için kullanabileceğimiz anlamına gelmemektedir.
Ama ne yazık ki günümüz dünyasında, özellikle de Türkiye
bağlamında dinin ilahi hikmeti dikkate alınmadan her konuda
hoyratça kullanılmaktadır. İlahi hitaba olan bu yabancılaşma
yüzünden, bugün kendini dindar olarak tanımlayanlar da dini anlatma
makamında olan hocalar da ibadetleri ve dindarlığı sadece belli
ritüellere indirgeyerek ilahi mesajla insan arasına adeta kalın
duvarlar örmüş bulunuyorlar.
Oysa biliyoruz ki bazen iyilik için atılan bir adım, bazen
insanlara söylenen güzel bir söz, bazen hakka-hukuka riayetteki
titizlik, bazen de bütün yaratılmışlara karşı gösterilen merhamet
ve şefkat duygusu ‘ibadet’in en güzelidir.
Şaban Ali Düzgün Hoca’nın ibadetin hikmeti
konusundaki şu harika tespitinin altını çizmekte yarar var:
“Sulhu sağlamak için atılan, çile çekilen her adım,
riski...