Çünkü bu kutsallaştırma, yönetim erkini giderek “sandık her şeydir” anlayışına götürmekte ve esas tehlike de o noktadan itibaren başlamaktadır. Elbette sandık önemlidir, ama bu siyasal iktidarların sorgulanamaz, denetlenemez olduğu anlamına gelmemektedir. Eğer bir demokraside kuvvetler ayrılığı ve denge-denetleme prensipleri işlemez hale gelmişse, o toplumda demokrasinin sağlıklı işlemesi mümkün değildir. Zira bu tür toplumlarda siyasal iktidarlar “millet iradesi”nin, yani sandığın kutsallığı arkasına saklanarak kendilerini hiçbir yasal ve anayasal sınıra uymakla yükümlü görmezler. İşte “millet iradesi”ni sınırsız bir güç kaynağı olarak gören iktidarların düşüş süreci de tam bu noktada başlamaktadır.