Bir kez daha büyük bir deprem felaketiyle yıkıldık ve milletçe acılarımızı içimize gömerek yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Devletin merkezi kurumlarından belediyelere, sivil toplum kuruluşlarından tek tek vatandaşlara kadar herkes seferber olmuş durumda.
Bu büyük felaketle de bir kez daha gördük ki deprem ülkesi olma gerçeğine ve onca yaşadığımız deprem felaketine rağmen, ne yazık ki yaşananlardan ders almayı becerememişiz.
17 Ağustos büyük depremden sonra, yakın zamanda yaşadığımız Elazığ ve İzmir depremlerinin acıları hala hafızalarımızda. 17 Ağustos’tan bu yana tam 24 yıldır ülkemizin deprem gerçeğini konuşuyoruz. Bilim insanları da adeta feryat edercesine depremin gelmekte olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Bütün bu uyarılara rağmen, bugün geldiğimiz noktada yine acılarımızla baş başayız. Kısacası, başladığımız noktadayız ve maalesef depremle ilgili bir tek somut adım atabilmiş değiliz. Oysa yıllardır alınan deprem vergilerinin felaketlere karşı tedbir almak üzere toplandığını sanıyorduk, ama bugün bu vergilerin akıbetinin ne olduğunu bile bilmiyoruz.
Evet 17 Ağustos depreminden bu yana konuşmaktan başka bir şey yapmadık, artık bunu biliyoruz. Ama...