Son günlerde AK Parti içinden cılız da olsa bir takım eleştirel seslerin yükselmesi bazı kesimlerde “AK Parti’de neler oluyor, bu eleştiriler derin bir kırılmanın işareti midir?” şeklinde soruları gündeme getirdi.
Ancak bu eleştirileri yapanların partinin ana ekseninde yer alan ya da kurumsal söylemini temsil eden isimler olmadığını belirtmek gerekiyor. Gerçi bugün itibariyle yeni AK Parti’nin misyonunu gerçek anlamda kimlerin temsil ettiğini söylemek de çok kolay değil. Daha doğru bu partinin artık bir misyonu var mı orası bile meçhul…
Zira AK Parti kendisini öylesine bir belirsizlik alanına hapsetti ki normal siyaset terminolojisiyle tarif etmek pek mümkün değil. Bir kere bugünkü yeni AK Parti, siyaset sahnesine çıkarken belirlediği kuruluş ilkelerinde tarif edilen demokrat-muhafazakar bir parti değil. Yine kuruluş ilkelerinde yer alan ‘hukukun üstünlüğü’nü savunan bir parti de değil artık.
Eğer mutlaka bir tarif yapmak gerekirse belki şöyle bir tanımlama yapılabilir; biraz muhafazakar, yer yer MHP’yi de aşan aşırı milliyetçi ve de dönemin ruhuna uygun olarak ulusalcı bir parti… Ama aynı zamanda ‘görsel...