Hiç lafı dolandırmaya gerek yok, bütün siyasi partiler toplumun farklı kesimlerinin oyuna taliptirler. Çünkü hepsi ülkeyi yönetme iddiasındadır ve doğal olarak herkesi kucaklamak durumundadırlar.
Bunun bir tek istisnası vardır, marjinal partiler… Özü itibariyle bu partilerin doğrudan hitap ettikleri belli kesimler vardır, dolayısıyla politikalarını da daha sınırlı bir toplumsal yapı üzerine bina ederler. Mesela Avrupa’daki faşist ve ırkçı partilerin söylemleri ağırlıklı olarak göçmen karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı üzerinedir.
Avrupa’daki benzerleri gibi keskin çizgilerle ifade etmeseler de Türkiye’deki bazı partilerin politikalarının da aşırı milliyetçi ve yabancı karşıtlığı üzerine bina edildiğini söylemek mümkün. Ancak AK Parti gibi ’70 milyonu kucaklama’ hedefiyle yola çıkan ve ilk on yılında bu iddiasını sürdüren merkez konumundaki partilerin ideolojik ya da kimliksel aidiyetler üzerinden siyaset yapmaları kendi gerçekliklerini inkar anlamına gelir.
Evet bugün AK Parti iktidarı ekonomik anlamda Türkiye’ye tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşatıyor, hukuk, dış politika, eğitim ve tarımda artık hiçbir konuya hakim değil. Kurumsal...