Epey bir süredir hukuk ve özgürlükler konusunda, hem içeride hem de dış dünyada karnemiz hiç iyi değil, özellikle şu günlerde bunu bizzat yaşayarak daha iyi öğreniyoruz.
Ancak son günlerde hukuku hayatımızdan sürgün eden, özgürlükleri adeta şeytan taşlar gibi kovalayan öylesine vicdan yaralayıcı sahnelere tanık oluyoruz ki sanki bu korkudan hiç kurtuluş yokmuş gibi bir hisse kapılıyoruz…
Ve işin en dramatik tarafı da bütün bu kabusların, ‘hukukun üstünlüğü’, insanın en haysiyetli duruşunu temsil eden özgürlüklerin üzerindeki baskıyı kaldırma iddiasıyla yola çıkan AK Parti’nin iktidarında yaşanıyor olması…
Şu anda ülkenin önünde, hayati derecede önemli olan terörden arındırılmış bir Türkiye hedefi var ama iktidar hukuku zedeleyen, özgünlüklerin ufkunu karartan işlerle uğraşıyor.
Ayrıca ekonomik kriz yüzünden emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin ve küçük esnafın yaşadığı dramatik sahneler buna dahil değil.
Memleketin gündeminde, iktidarın odaklanması gereken dağlar kadar problem varken, hukuku yoran işlerle uğraşmak hiç akıl karı değil. Mesela en son...