Şu sıralarda gözler ister istemez 15 Temmuz gibi kanlı bir
darbeyi yapacak kadar gözünü kan bürümüş FETÖ lideri Gülen'e
çevrilmiş durumda. Şu soru merak ediliyor; nasıl olur da dinden,
eğitimden, hoşgörüden söz eden biri kendi halkına kurşun sıkıp
bombalıyor, en zalim darbecilerin bile yapmadığını yapabiliyor?
Aslında durum son 10 yılda yaptıklarına bakınca hiç de şaşırtıcı
değil.
İnsanların özel hayatlarına giren, soru çalan, onlarca suçsuz
insanı cezaevlerine tıkan, intihara sürükleyen, ustaca işlenmiş
cinayetlere imza atan ve seçilmiş hükümetlere darbe yapan
hastalıklı bir akıldan söz ediyoruz. O hastalıklı aklın, bugün
ülkesini kan gölüne çevirecek ve ihanet edecek noktaya gelmesinin
arkasında ise "kirli" ve "seçilmiş" bir geçmiş yatıyor.
FETÖ lideri Gülen'in daha Erzurum'da daha ilkokulda din hocasını
"Atatürk düşmanı" diye ihbar etmesiyle başlayan geçmişindeki
karanlık ilişkiler biraz bilinse ve ciddiye alınsaydı belki de
bugün yaşananlar yaşanmazdı.
Çünkü FETÖ liderinin geçmişinde hiçbir şey tesadüf değil.
Elimde Gülen'i iyi tanıyanlardan gazeteci yazar Latif Erdoğan'ın
Turkuvaz Yayınları'ndan yeni çıkan "Şeytanın Gülen Yüzü" kitabı
var. Baştan sona heyecanla ve ürpererek okunacak bir kitap. Keşke
daha önce yazılsaydı. Her satırı ilginç ancak "Gülen Bir Proje
Midir?" başlıklı bölümde yer alan askerliğiyle ilgili bilgiler
birçok şeyi açıklamaya yetiyor. Çünkü daha askere gider gitmez
"özel koruma" başlıyor. En ilginci ise üç ay memleketi Erzurum'a
gittiği hava değişimi sırasında vaazlar verip, Komünizmle Mücadele
Derneği kurup, hatta halkı kışkırtarak sinema tahrip ettirmesine
rağmen başına bir şeyin gelmemesi...
Acaba Ankara Mamak'ta muhabere okulunda telsizci olması da mı
tesadüf? O zaman bile içinde yatabileceği bir arabada dinleme
yaptığı söyleniyor. İstihbarat merakı oradan geliyor anlaşılan.
17-25 Aralık darbe girişiminden sonra FETÖ hareketinin CIA ve o
dönemin MİT'iyle ilişkilerine değinmiş ve 70'lere uzanan şu
anekdotu anlatmıştım: "O yıllarda milletvekilliği de yapmış işadamı
Aydın Bolak bir toplantı organize eder. Mekân da Vehbi Koç'un
evi... Eve gelenler arasında ise MİT Müsteşarı Fuat Doğu, Yaşar
Tunagür ve Fetullah Gülen var." Gülen'in istihbaratla ilişkisi
aslında askerlik öncesine kadar uzanıyor. Kilit isim ise yukarıda
adı geçen Yaşar Tunagör. Gazeteci Rafet Ballı, Aydınlık'taki
yazısında 1962'de aceleyle Seyyid Kutup'un "İslam'da Sosyal Adalet"
isimli kitabının çevrilmesinden söz ediyor. Peki, kitabın
çevrilmesini isteyen kim? O günün MİT Müsteşarı Fuat Doğu, çeviren
ise Yaşar Tunagör...